Fikra
***************************
Tarihte ilk kez Erzurum'a ayna gitmiş. Adamın biri aynayı görüp eline almış. Daha önce hiç kendini görmediği için ölen kardeşine benzetmiş karşısındakini. Adam: - 'Ey gidi gardaşımm. Seni bi daha görmek nasipte varmış'! deyip aynayı eve götürüp sarılıp uyumuş kardeşine. Karısı bakmış adam bi şeye sarılıp uyuyor. Aynaya bakmış bir kadın! 'Allah belaağı vireee, bu garı da kim? Bi b*ka da benzese' diyerek feryat figan evden çıkmış, muhtara gitmiş. Kadın: - "Mıhdar, benim herif beni bu çirkin garıyla aldati." Muhtar aynaya bakmış. Sonra düşünceli düşünceli: - "Yav bu garıdan çok gavata benzir"!
***************************
Öğretmen derste şunları anlatıyordu: - Düğünlerde gelinler neden beyaz giyer bilir misiniz? Bu onların en mutlu günü olduğu için! Arka sıralardan bir ses yükselir; - Damatların neden siyah elbise giydiklerini şimdi anladım.
***************************
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses: - Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş. İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış: - Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında: - Binme bu trene, raydan çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş: - Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı. Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses: - Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış: - Sen kimsin yahu? - Ben senin iyilik meleğinim! Adam iyice kızmış: - Ulan evlenirken neredeydin!
***************************
Kırılan camların, çizilen duvarların, lastiği indirilen otomobillerin, kuyruğuna teneke bağlanan kedilerin sorumlusu, hep afacan kardeşler. Anne ve baba bu işten iyice usanmışlar. Sonunda, kilisenin papazına gidip, yardım istemişler. Papaz da 'çocukları bana gönderin, konuşayım' demiş. Çocuklar gelmiş. Papaz önce büyük olanı yanına çağırmış; Söyle bakalım evladım, Tanrı nerede? Çocuk susar... Papaz tekrar sorar: Evladım söylesene, Tanrı nerede? Çocuk susmaya devam eder. Papaz ısrarla sorar, çocuk yine susmaya devameder. Papaz, sonunda sinirlenir: 'Konuşsana be çocuk, nerede Tanrı?' Çocuk, aniden fırlayıp koşar. Kardeşine de seslenir: 'Kaçalım çabuk!. 'Eve giderler ve odalarına girip kapıyı kilitlerler. Küçük oğlan, büyüğüne sorar: 'Neden kaçıyoruz?' Büyük yanıtlar: 'Bu kez olay ciddi… Tanrı kaybolmuş, bizden biliyorlar...!
***************************
Bugün 40 ziyaretçi (57 klik) Burdaydı!